Ataturk'un Hayati

Atatürk'ün Hayatı

Atatürk 1881 yılında Selanik’te doğdu. Annesinin adı Zübeyde Hanım, babasının adı Ali Rıza Efendidir. İlkokul çağına geldiğinde gideceği okul konusunda annesi ve babası arasında meydana gelen anlaşmazlık neticesinde önce Mahalle Mektebine daha sonra Şemsi Efendi İlkokuluna devam etti. İlkokul sıralarında babası Ali Rıza Efendi’nin vefatı üzerine Mustafa Kemal’i annesi yetiştirdi.

Küçüklüğünden itibaren asker olmayı isteyen Mustafa Kemal 1893 yılında Selanik Askeri Ortaokuluna başladı. Askeri ortaokulu bitirerek 1896 yılında Manastır Askeri Lisesine girdi. Askeri lisedeki başarılı öğrenciliğine müteakip, 13 Mart 1899’da İstanbul’daki Harp Okuluna girdi. Harp Okulundaki 3 yıllık öğreniminin ardından, 10 Şubat 1922’de Harp Okulundan teğmen olarak mezun oldu.

Öğrencilik yıllarındaki başarılarından dolayı, aynı yıl Harp Akademisine seçilerek burada öğrenimine devam etti. Harp okulundaki 3 yıllık öğrenimine müteakip, 10 Şubat 1922’de harp okulundan teğmen olarak mezun oldu. Öğrencilik yıllarındaki başarılarından dolayı, aynı yıl Harp Akademisine seçilerek burada öğrenimine devam etti.

11 Ocak 1905 tarihinde Harp Akademisinden kurmay yüzbaşı olarak mezun oldu ve merkezi Şam’da bulunan 5.Ordu’ya tayin oldu. Bu görevi esnasında 1906 yılında bazı arkadaşları ile birlikte vatanın kurtarılması ile ilgili olarak çalışmak üzere “Vatan ve Hürriyet Cemiyeti”ni kurdu.

20 Haziran 1907’de rütbesi Kolağalığı (Kıdemli Yüzbaşı)’na terfi etti. Ekim 1907’de Selanik’teki 3. Ordu’ya atandı. Burada görevli iken tarihte 31 Mart Vak’ası olarak bilinen gerici ayaklanmanın başlaması üzerine bu ayaklanmayı bastırmak üzere Selanik’ten İstanbul’a gelen Hareket Ordusunun kurmay başkanı olarak görev yaptı.

27 Kasım 1911 tarihinde binbaşılığa yükselen Mustafa Kemal, İtalyan-Osmanlı Trablusgarp Savaşında Tobruk’ta İtalyanlara karşı yapılan muharebelerde büyük başarılar kazandı. 14 Ocak 1916’da Edirne’de 16. Kolordu Komutanlığına atanan Mustafa Kemal 27 Şubat 1916’da tümgeneralliğe yükseldi. 1916 yılında Doğu cephesinde Ruslara karşı savaşarak Bitlis ve Muş’u kurtardı.

30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesinden bir gün sonra general Liman Von Sanders’in yerine yıldırım orduları grup komutanı olarak olarak görevlendirildi.

Kısa bir süre sonra yıldırım ordularının lağvı üzerine İstanbul’a döndü ve memleketin kurtarılması ile ilgili çalışmalara başlayarak Anadolu’ya geçmek için fırsat kolladı. Nihayet padişah Vahdettin tarafından merkezi Erzurum’da bulunan 9. Ordu müfettişliğine atanmasıyla bu fırsat doğmuş oldu.

19 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkarak kurtuluş mücadelesini başlatmış oldu. Samsun’da gerçekleştirdiği çalışmalar sonucunda 21-22 Haziran 1919’da Amasya’ya geçerek Amasya Genelgesini yayınladı ve Erzurum-Sivas kongrelerini toplantıya çağırdı. Bu çalışmalarından rahatsızlık duyan İstanbul hükümeti Mustafa Kemal’i İstanbul’a geri çağırdı. Ancak o görevinden ve askerlikten istifa ederek rütbesiz ve makamsız olarak Milli Mücadeleye devam etmeye karar verdi.

23 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi, 4-11 Eylül 1919’da Sivas Kongresini toplayan Mustafa Kemal, burada alınan kararları gerçekleştirmek için 27 Aralık 1919’da Ankara’ya geldi. Burada yapılan çalışmalar neticesinde 23 Nisan 1920’de T.B.M.M’yi kurdu ve bölgesel faaliyette bulunan Müdafa-i Hukuk Cemiyetlerini bir araya getirerek milli ordunun kurulmasını sağladı.

Milli ordunun emir komutasını devralan Mustafa Kemal 23 Ağustos – 13 Eylül 1921’de Sakarya Meydan Muharebesini, 26-30 Ağustos 1922’de Büyük Taarruzu kazanarak 9 Eylül 1922’de İzmir’de Yunan kuvvetlerini denize döktü. Böylece savaş cephesi kapanmış, milletin medeniyet yolundaki inkılaplar cephesi başlamış oldu.

29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyeti ilan eden Mustafa Kemal, Türk milletinin muasır milletler seviyesine ulaşması için ölünceye kadar çalışmasına devam etti. Türk milletini esaretten kurtarıp, medeni bir toplum yapma yolunda bütün hayatını feda eden o yüce insan 10 Kasım 1938’de hayata gözlerini yumdu.